Merhaba Ümit Bey, öncelikle sizi tanıyalım. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun oldum. Mezun olduğum yıl göz hastalıkları uzmanlık eğitimime Türkiye’deki tek göz hastanesi olan İstanbul Beyoğlu Prof. Dr. Reşat Belger Göz Hastanesi’nde başladım, 1999 yılında tamamladım. 1999 yılı Ekim ayında Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nde yardımcı doçent olarak göreve başladım. Aynı kurumda 2006 yılında doçent, 2011 yılında profesör oldum. 2011 yılından 2016 Mayıs ayına kadar Selçuk Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda profesör olarak çalışmaktayken Mayıs ayı itibariyle Konya Dünyagöz Hastanesi’nin açılmasıyla burada başhekim olarak çalışmaya başladım.
Lazer ameliyatı hangi hastalık türlerinde kullandığınız bir yöntemdir?
Birçok göz hastalığının tedavisinde farklı lazer teknolojisi çeşitlerini kullanmaktayız. Güncel olarak en çok kullandığımız lazer kırılma kusurlarının tedavisindeki Excimer Lazerdir. Miyopi, astigmatizma ve hipermetropi olmak üzere 3 tip kırılma kusuru vardır. Toplumda en çok görülen miyopi başta olmak üzere astigmatizma ve ve hipermetropinin lazer tedavisinde kullanmaktayız.
Lazer çeşitleri nelerdir?
Kırılma kusurlarının tedavisinde Excimer Lazer ve Femtosaniye Lazer olmak üzere iki farklı lazer türü vardır. Kırılma kusurlarının tedavisinde 25 yıllık bir geçmişi olan Excimer Lazer kullanılmaktadır. Günümüzde Excimer Lazer ile yapılan lasik yöntemi hala çok tercih edilen yöntemdir. Son 3 yıldan beri ise yeni jenerasyon lazer olan Femtosaniye Lazer ile ‘Smile’ ismi verilen yöntem ile miyop ve astigmatı tedavi edebiliyoruz. Bir diğer kırılma kusuru olan hipermetropide henüz uygulamaya girmedi fakat yakın bir zamanda, 6-12 ay gibi, hipermetropiyde tedavi edebilir hale geleceğiz. Dünyagöz Konya Hastane’mizde her iki lazer yani Excimer Lazer ve Femtosaniye lazer cihazı mevcut olup, hastalarımıza i-lasik ve smile tedavisi yapabilmekteyiz.
Lazer ameliyatı ne kadar sürüyor?
Her bir gözün kullanılan yönteme göre süresi değişebilir. İntralase Lasik (İ-Lasik) dediğimiz yöntem toplamda 15-20 dakika sürüyor. Smile Lazer’de ise süre 7-8 dakika kadardır. Farklı bir yöntem olan ve çok tercih etmediğimiz PRK’da ise işlem 8-10 dakikada sonuçlanabiliyor.
Lazer tedavi süreçleri nelerdir?
Tedavi süreci aslında çok da basit değildir, yani uzun süreçtir. Şöyle ki, kişiye sağlıklı ve tam detaylı bir göz muayenesi yapılması gerekiyor. Lazer olmak isteyen her kişiye ne yazık ki lazer yapamıyoruz. Kişinin gözünün lazer tedavisine uygun olması gerekiyor. Lazer tedavisi için kişinin en az 18 yaşını doldurmuş olması ve gözlük veya kontakt lens numarasının son bir yıl içinde değişmemesi şarttır. Şayet kişi kontakt lens kullanıyorsa yaklaşık 1 hafta öncesinden kontakt lensini çıkarmasını öneriyoruz. Hastamız kontakt lensini kullanarak gelirse eğer sağlıklı bir ölçüm alamadığımız için ne yazık ki muayeneyi o gün tamamlayamıyoruz. Kişinin lensine 1 hafta kadar bir süre ara vermesini istiyoruz ve muayenemizi sonra tekrar gerçekleştiriyoruz. Kişi Dünyagöz’e lazer olmak için muayeneye geldiği zaman detaylı bir muayene yapıyoruz. Öncelikle lazere uygunluk açısından Kornea Topografisi’ne mutlaka bakıyoruz. Topografi tetkiki sonrasında lazere uygunluk açısından en küçük bir risk varsa kesinlikle lazer tedavisini yapmıyoruz. Sonrasında gözlük numaralarını belirliyoruz, damlalı muayenemizi yapıyoruz. Damladan sonra yeniden göz muayenesi yaparak bir daha ölçüm alıyoruz. Gözün arkasında bir problem var mı, yok mu diye mutlaka göz dibi muayenesi yapıyoruz. Tüm bu detaylı göz muayenesinin sonucunda kişinin gözü lazer uygunsa lazer tedavisi seçeneklerini hastamıza anlatarak ve hangi yöntemin o kişiye uygun olduğuna karar vererek muayene sürecini tamamlıyoruz.
Bir önceki soruda biraz bahsettiniz fakat lazer tedavisine hangi gözler uygun değildir tekrar özetleyebilir misiniz?
Lazer tedavisine uygun olmayan gözleri özetlemek gerekirse, kornea yapısı ince olan kişilerde, korneasında özellikle iç yapısında yükselti olan yani keratokonus ya da gizli keratokonus olan kişilerde lazer tedavisi uygun değildir. Korneasında doğuştan yada sonradan travma ile patolojisi olan kişilerde, gözyaşı eksik olanlarda, kuru göz sendromu olanlarda, şeker hastası olanlarda, ciddi bağ dokusu hastalıkları ve romatizmal hastalığı olanlarda yine uygun değildir. Hamilelik döneminde ve hamilelik sonrası ilk altı aylık emzirme döneminde olan kişilere lazer ameliyatı yapmıyoruz.
Lazer tedavisine uygun olmayan ama gözlükten kurtulmak isteyen kişilere ne tür tedavi yöntemi öneriyorsunuz?
Şöyle söyleyeyim, 1 ve 8 diyoptri arasında PRK, İlasik ve Smile Yöntemi’ni kullanabiliyoruz. Smile yöntemi bize 8 ile 10 arasındaki yüksek miyoplarda da tedavi imkanı sağlayabiliyor. Dolayısıyla 10 diyoptriye kadar olan miyop ve astigmatlarda Smile yöntemini tercih edebiliyoruz. Şayet 10 diyoptrinin üzerinde bir kırılma kusuru var ve 20-40 yaş arasında ise tedavide suni göz içi lensleri kullanılabiliyor. Kişinin kendi göz içi lensini, göz merceğini almadan, göz merceği ile göz bebeği arasına suni bir göz içi lensi yerleştirilerek kişinin kırılma kusurları düzeltilebiliyor, bu bir seçenek. Bir de kişi ileri yaşlardaysa, 40-45 yaş üzerinde ise, kataraktı olsa da olmasa da göz içi lens değişimi yapabiliyoruz. Şeffaf lens cerrahisiyle kişinin kendi göz içi lensini alıp yerine hem uzak hem yakın görmeyi sağlayabilen çok odaklı lens takıyoruz. Önceleri 2 odaklı bifokal göz içi lensleri varken son yıllarda artık yeni bir teknoloji olan 3 odaklı yani trifokal göz içi lensleri uygulanmaya başlandı. Bu sayede kişi hem yakın, yakından kastımız 25-30 cm’den 50 cm’e kadar olan mesafeyi kastediyoruz, hem orta mesafe 50-80 cm arası bir mesafedir ve uzak mesafe 1 metrenin ötesini 3 odaklı lensler sayesinde net olarak görebiliyor ve hayatını her mesafede gözlüksüz olarak sürdürebiliyor.
Lazer tedavisinin başarı oranı yüzde kaçtır?
Başarıdan kastımız kişinin gözlüksüz olarak hayatını sürdürebilmesidir. Hemen hemen %95’in üzerinde bir başarı oranı verebiliriz. Uluslararası yapılan çalışmalarda hastaların %90’ı 0.25-0.50 aralığında bir kırılma kusuruyla hayatını gözlüksüz olarak sürdürebiliyor.
Lazer tedavisinin herhangi bir riski var mıdır? Varsa nelerdir?
Şayet muayene süreci detaylı olarak yapılırsa, kişi titiz bir muayeneden geçirilirse, kişinin göz yapısı lazere uygunsa lazerin bilinen bir riski yoktur. Yani halk arasında lazer kör eder, gözlük numarası yükselir gibi söylentiler var fakat bunlar gerçekçi değildir. Kendi hastalarımda lazerden dolayı görmesini kaybeden veya gözlük kullanmak zorunda kalan hiç kimse olmadı, ama bilimsel yayınlarda veya kendimin şahit olduğu az da olsa olumsuz örneklerde yok değildir. Kişinin gözlük numarasının artışı durmadan lazer ameliyatı yapılmış ise; örneğin kişi 21 yaşında ama gözlük numarası hala yükselmeye devam ediyorsa eğer lazer o anki numarayı düzeltebiliyor. Lazer tedavisi sonrasında ise kişinin gözlük numarası yükselebiliyor. Yani birkaç yıl önce lazer yapılmış olabiliyor ve bize geldiğinde yeniden numaraları yükselmiş oluyor. Riskli olan olgulara, örneğin korneası ince olan kişilere de yapan merkezler var. Bunun bazı örneklerini görüyoruz. Dünyagöz olarak bu konuda risk analizi yaparak riskli olan olgulara asla lazer ameliyatı yapmamaktayız. Sonuç olarak detaylı ve titiz bir muayene yapılırsa, riskli olgulara lazer ameliyatı yapılmaz ise numara artışı veya yeniden gözlük kullanma ihtiyacı diye bir durum söz konusu değildir.
Yani lazer ameliyatı uygun olmayan bir şekilde yapılmış bile olsa tek zararı numara artışı öyle mi?
Sadece numara artışı değil, başka komplikasyonlarda görülebilir. Lazer tedavisi sırasında komplikasyonlar olabilir. Lasik yönteminde bıçakla flep kaldırılırdı eskiden. Biz kapak kaldırma işini lazerle yapıyoruz. Bir kapakçık kaldırıyoruz ve o işlemi de lazerle yaptığımız için kapak kaldırma sırasında herhangi bir komplikasyonla karşılaşmıyoruz. Bu özel bıçaklarla kaldırılan kapakçıkta kopmalar, delikler ya da kapakçığın bacağından kopması gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Özellikle biz kapakçığı kaldırırken Femtosaniye Lazer kullanıyoruz. Dolayısıyla böyle komplikasyonlarla hiçbir şekilde karşılaşmadık. Konya Dünyagöz Hastanesi açıldığı günden itibaren yaklaşık 1000’e yakın göze lazer tedavisi yapıldı, hiçbir şekilde görmesini kaybeden veya olumsuz bir durum yaşayan olgumuz olmadı.
Tedaviden sonra günlük yaşama ne zaman geçilir?
Bizim özellikle sık tercih ettiğimiz yöntem İlasik yöntemidir. İlasik yönteminin ağrısız olması, erken rehabilitasyon olması gibi avantajlarından dolayı en çok tercih ettiğimiz yöntemlerden birisidir. Bir diğeri de Smile yöntemi. Ağrılı olan yöntem ise PRK yöntemidir. PRK’da 2-3 gün boyunca şiddetli ağrı olabiliyor, görme hemen net seviyeye çıkmayabiliyor. Özellikle 1. haftada belki % 60-%70’lere, 2. haftada da %80’lere ulaşıyor. 1. Ayın sonunda ise görme %100’e erişiyor. PRK yöntemi eski bir yöntem. Biz mecbur kalmadıkça tercih etmiyoruz. Özellikle askeri okul veya polislik sınavlarına girecek kişilerde diğer yöntemler kabul edilmediği için mecburen PRK yöntemini uyguluyoruz. Kişi İlasik lazer tedavisi olmuş ise sadece 3-4 saat yanma, batma, sulanma ve ışıktan rahatsız olma gibi şikayetleri oluyor ve 3-4 saat sonunda bu şikayetler tamamen geçiyor. Hasta hemen hemen %90- %100’lük bir görmeye aynı günde bile kavuşabiliyor. Ertesi gün ise hastaların %100’e yakını %100 veya daha üzerinde bir görmeye kavuşuyor. Smile yönteminde de benzer şekilde ilk 2-3 saat biraz yanma, batma, sulanma, ışıktan rahatsız olma gibi durumlar oluşuyor. 2-3 saatin sonunda ise hepsi geçiyor. Ertesi gün gerek Smile gerekse İlasik yönteminde hasta hiçbir aksaklık yaşamadan, rahatlıkla sosyal ve iş yaşamına başlayabilmektedir.
Bir kişiye 2. kez lazer tedavisi yapılabilir mi?
Yapılabilir. Yapılamaz diye bir kural yok ama 2. lazerin her zaman başarı sahası ilkinde olduğu kadar yüksek değildir. Eğer eksik düzeltme veya fazla düzeltme olmuşsa yeniden bir tedavi imkanı var. Ama 2. Defa lazerlerde başarı oranı ilki kadar yüksek değil. O yüzden kişinin tedavi şansını tek seferde ve en iyi şartlarda kullanmasında fayda vardır.
Az önce numara artışı devam ederken lazer tedavi yapılırsa numara artmaya devam edecektir demiştiniz. Peki ilk lazer tedavisinden sonra numara artmaya devam etmiş ve durmuş olursa 2. bir lazer tedavisi etkili olur mu?
Kısa vadede, özellikle 1-2 yıl içinde yeniden bir tedavi imkanı var. Ama süre uzunsa, yani 3-5 yıl ya da 7-8 yıldan sonra özellikle İlasik yönteminde flep kaldırmak biraz zor, teknik zorlukları var. Ama ilk 1-2 yıllık dönemde numara artmışsa, eksik düzeltme olmuşsa yeniden lazer olma imkanı var, tamamen yok değil. Fakat bizim çok sevdiğimiz, arzu ettiğimiz bir durum değil. Biz isteriz ki kişi şansını en iyi yerde kullansın ve tek seferde tüm kırılma kusurları yok edilsin.
Lens kullanmanın zararları nelerdir? Sizce lens kullanmak yerine lazer tedavisi olmak mı daha sağlıklı bir çözüm olur?
Kontakt lens kullanımı da gözlüğe alternatif bir yöntem. Özellikle bilinçli kullanılması gerekiyor. Neticede kontakt lens de bir protez, direk gözünüzün üzerine koyduğunuz bir protez. Dolayısıyla bilinçsiz kullanılması halinde göz sağlığını, özellikle kornea sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bilinçsiz kullanmadan kastımız nedir? Biliyorsunuz lenslerin günlük ya da aylık çeşitleri var. Bizim en çok tercih ettiğimiz aylık lensler. Lenslerin süresi dolduğu halde uzun süre kullanan hastalarımız olabiliyor ve lenslerin oksijen geçirgenliği azalabiliyor. Buna bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Ya da bakım ve temizleme işini bilinçli bir şekilde yapmayıp özel solisyonlar kullanmak yerine çeşme suyu kullanan hastalarımız var. Bilinçli kullanıldığı zaman lensler de sağlıklı protezler kabul edilebilir ama uzun süreli kullanımda lenslerin gözyaşı eksikliğine sebep olduğu bilinen bir gerçek. Bilinçli kullanılırsa yıllar boyu kontakt lens kullanılabilir fakat haliyle bunun maliyeti var. Kontakt lens kullanımında uzun vadede en sık karşılaştığımız problemler gözyaşı miktarında azalma ve bilinçsiz kullanımdan doğan korneada yeni damar oluşumları. Bunlar uzun vadede kişinin lens kullanımını ortadan kaldırıyor. Kişi lens kullanamaz hale geliyor.
Yani sizin tercihiniz lazer tedavisi bu konuda değil mi?
Ömür boyu kullanım için kontakt lens mi, lazer mi derseniz, kişisel kanaatim olarak kontakt lens yerine maliyet hesabını ve kontakt lensin uzun vadede oluşturacağı riskleri göz önünde bulundurursak lazer tercih edilebilir yöntemdir.
Sektörünüzdeki teknolojik gelişmeleri yakından takip edebiliyor musunuz? Türkiye’nin sektördeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Göz, teknolojiye en bağımlı tıp branşlardan birisidir. Göz hastalıkları konusunda teşhis ve tedavi yöntemleri açısından ülkemiz, en önde gelen ülkelerden biridir. Artık yabancı dergilere ülkemizde erişim mümkündür. Biz de yenilikleri dergiler ve kongreler aracılığıyla takip edebiliyoruz. Tüm dünyada, gerek Avrupa’da gerekse Amerika’da yapılan uluslararası göz kongrelerine katılarak oradaki yenilikleri eş zamanlı olarak takip ediyor ve bunları ülkemizde uygulama imkanı bulabiliyoruz. Birçok cihaz, farz edelim ki Amerika’da üretilmiş olan bir cihaz, Avrupa’ya gelmeden önce ilk olarak Dünyagöz’e getirilebiliyor. Dünyagöz’ün bu anlamda Türk hekimlerine sağladığı önemli avantajlar vardır. Biz Avrupa’daki ya da Amerika’daki birçok meslektaşımızla eş zamanlı olarak yeni bir tedavi yöntemini uygulamaya koyabiliyoruz. Cihazlar pahalı fakat Dünyagöz bu hususta yenilikleri ve son teknolojileri takip eden bir kurumdur. Bu teknolojik cihazları ülkemize getirerek de göz hekimlerinin kullanımına imkan sağlamakta ve ülkemiz insanın göz hastalıklarının tedavilerinde son teknolojiyi kullanma imkanı sunmaktadır.